Güneydoğu’da hububat sektörü ihracatı 3,2 milyar dolar

Güneydoğu Anadolu'da hububat ihracatı, Ocak-Kasım döneminde %4,4 artışla 3,2 milyar dolara ulaştı. Irak en büyük pazar olurken, Suriye'ye ihracat %47,7 arttı. Afrika pazarında %17,3 büyüme sağlandı. Hububat ihracatında Asya ve Afrika kritik önemde.

Haber Giriş Tarihi: 19.12.2025 15:30
Haber Güncellenme Tarihi: 19.12.2025 15:30

Güneydoğu’da hububat sektörü ihracatı 3,2 milyar dolar

Güneydoğu Anadolu’da hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri sektörü, 11 ayda yaklaşık 11 milyar dolara ulaşan bölge ihracatının yüzde 29,6’sını oluşturarak liderliğini sürdürdü. Ocak–Kasım döneminde sektörel ihracat yüzde 4,4 artışla 3,2 milyar dolara yükseldi. Makarna, 557,4 milyon dolarla en yüksek ihracat değerine sahip ürün olurken, birim fiyatları yüzde 21,6 artan ayçiçek tohumu yağı ihracatı yüzde 18,2 yükselişle 543,9 milyon dolara ulaştı. Buğday ununu geride bırakarak üçüncü sıraya çıkan tatlı bisküvi ve gofret ihracatı ise 339 milyon dolar olarak gerçekleşti. Irak, 871,9 milyon dolarla en büyük pazar olmayı sürdürmesine karşın yüzde 15,4 gerilerken, Suriye’ye ihracat yüzde 47,7 artışla 369,4 milyon dolara çıktı ve bu kaybı kısmen dengeledi. ABD’ye yapılan ihracat yüzde 37,2 artarak 265,8 milyon dolara ulaştı ve ülkeyi bölgenin ilk üç pazarı arasına taşıdı. Afrika ülkelerine yönelik ihracat da aynı dönemde yüzde 17,3 artış gösterdi.

“Bölgenin Orta Doğu’ya hububat ihracatı 1,5 milyar dolar yakın”

Orta Doğu pazarının 11 aylık dönemde yüzde 4,1’lik sınırlı gerilemeye rağmen 1,5 milyar dolara yaklaşan hacmiyle bölgenin hububat ihracatında lider konumunu koruduğuna dikkat çeken Güneydoğu Anadolu Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu şu değerlendirmede bulundu:

Bölgemizin hububat ticaretinde yüzde 46,2 paya sahip olan Orta Doğu ile ticaret, artık daha seçici ve stratejik bir zeminde ilerliyor. Suriye’ye yönelik hububat ihracatımızda kaydedilen yüzde 47,7’lik artış, bölgenin Orta Doğu ile ticaretinde geçmiş yıllar ortalamasını koruyan temel unsur olurken; Irak’ta yaşanan yüzde 15,4’lük düşüşte, ülkede yerli üreticiyi koruma amacıyla uygulanan kısıtlamalar belirleyici oluyor. Suriye’de yeni yönetimle birlikte artan öngörülebilirlik, lojistik akışların düzenli hale gelmesi ve sınır ticaretindeki normalleşme, hububat başta olmak üzere gıda ve temel tüketim ürünlerinde hızlı bir toparlanma sağladı. Irak’ta son olarak muhtelif kek, hamur işi ve meyve suyu ürünlerinde ithalatın yeniden serbest bırakılması doğru yönde atılmış bir adım olarak öne çıktı. Bu karar, yalnızca ticaret hacmini artırmakla kalmayacak; Irak halkının nitelikli, güvenilir ve çeşitliliği yüksek gıdaya erişimini güçlendirecek. Serbestleşmenin gıda ile bağlantılı tüm ürün gruplarına yaygınlaştırılmasının hem tüketici refahını artıracağına hem de iki ülke arasındaki ticari ilişkileri daha dengeli ve sürdürülebilir bir zemine taşıyacağına inanıyoruz. Önümüzdeki dönemde Irak pazarında karşılıklı faydaya dayalı daha dengeli bir çerçevenin yeniden tesis edilmesini, Suriye’de ise ülkenin yeniden yapılanma sürecinde Türk üreticisinin tedarik gücüyle kalıcı ve çok boyutlu iş birlikleri geliştirilmesini öncelikli görüyoruz.”

“Afrika artık kalıcı ve stratejik bir büyüme alanı”

Ocak–Kasım döneminde Güneydoğu Anadolu hububat ihracatının yüzde 30’unun Afrika pazarlarına yöneldiğini ve bu hatta yüzde 17,3’lük bir büyüme ile 967,2 milyon dolarlık gelir elde edildiğini belirten Kadooğlu şunları söyledi:

İhracattaki istikrarlı performansımız, bölgemizin Afrika’yı geçici bir alternatif değil, kalıcı ve stratejik bir büyüme alanı olarak konumlandırdığını gösteriyor. Cibuti, Gana ve Sudan gibi yerleşik pazarlarda derinleşme sürerken; Togo ve Benin’de kaydedilen güçlü artışlar, doğru temas ve doğru enstrümanlarla Sahra Altı Afrika’da hızla ölçeklenebilecek bir potansiyelin varlığına işaret ediyor. Kasım ayında Gana, Benin ve Togo’ya yönelik düzenlediğimiz Sektörel Alım Heyeti programı da bu yaklaşımın sahadaki karşılığını net biçimde ortaya koydu. 35 Afrikalı firmanın, 100’e yakın Türk firmamızla yaklaşık 1.000 ikili görüşme gerçekleştirmesi ve üretim tesislerimizi yerinde görmesi; ticaretin yalnızca satış odaklı değil, güven, süreklilik ve tedarik zinciri entegrasyonu temelinde ilerlediğini teyit ediyor. Önümüzdeki dönemde Afrika pazarlarında istikrarlı büyümenin, bu tür hedefli programlarla kalıcı ticari ortaklıklara dönüştürülmesini öncelikli görüyoruz.”