MEHMET PAMUK'UN KALEMİNDEN, 35 YIL SONRA BİR DİPLOMA NEDEN İPTAL EDİLİR?
Yazının Giriş Tarihi: 08.05.2025 12:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.05.2025 12:07
35 YIL SONRA BİR DİPLOMA NEDEN İPTAL EDİLİR?
Bir üniversite diplomasının iptali, sadece bireyin değil, o kurumu temsil eden akademik sistemin de sorgulanmasına yol açar. Hele ki bu diploma, 35 yıl önce verilmişse, süreç çok daha dikkatli, çok daha şeffaf ve çok daha sağlam dayanaklara dayanmalıdır.
1989 yılında alınmış bir diplomanın, 2024 yılında geçersiz sayılması, kamuoyunda doğal olarak şu soruları doğurur: 35 yıl boyunca bu diploma geçerliydi de ne değişti? O dönemdeki kayıt, eğitim ve mezuniyet süreçlerinde üniversite sistemi neyi görmezden geldi? Ve en önemlisi: Bugün alınan iptal kararı, gerçekten hukuki mi, yoksa başka etkilerle mi şekillendi?
Diplomanın iptali, üniversitenin iç mekanizmalarıyla sınırlıdır. İlgili fakülte kurulu, üniversite senatosu ve rektörlük, gerekli incelemeyi yaptıktan sonra bu tür bir kararı alabilir. Ancak bu kararın dayanakları net biçimde ortaya konulmalı, kamuoyuyla şeffafça paylaşılmalıdır. Zira bu diploma, yalnızca bir bireyin değil, aynı zamanda üniversitenin de imzasını taşır.
35 yıl boyunca herhangi bir idari ya da hukuki itiraz olmamış bir diplomanın bugün iptal edilmesi, sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani ve toplumsal bir tartışmayı da beraberinde getirir. Çünkü bu süre boyunca o kişi kamu hizmetinde bulunmuş, resmi görevler almış, binlerce belgeye bu diplomayı eklemiş ve devlet sisteminin onayıyla hareket etmiştir.
Üniversiteler, elbette ki usulsüzlüğe göz yumamaz. Ancak iptal gibi ciddi bir adımı atmadan önce, hem geçmişin sorumluluğunu hem de bugünün şeffaflık yükümlülüğünü taşımak zorundadır. Bu yükümlülük sadece belge sunmakla sınırlı değildir; aynı zamanda neden daha önce işlem yapılmadığını, sürecin nasıl işlediğini, hangi akademik kurulun hangi oyla ne karar verdiğini de içerir.
Aksi takdirde bu tür iptaller, adaleti sağlamak yerine kamu vicdanını yaralar. Çünkü sadece diploma iptal edilmez; aynı zamanda o dönemdeki eğitimcilerin, yöneticilerin ve kurumun güvenilirliği de tartışmaya açılır.
Bu noktada açıkça ifade etmek gerekir ki, 35 yıl boyunca geçerli kabul edilen ve devletin tüm kurumları tarafından tanınan bir diplomanın, bugünkü belirsizliklerle iptal edilmesi doğru değildir. Usulsüzlük varsa da bu, kişiden çok sistemi ilgilendirir. Çünkü sistem buna 35 yıl boyunca sessiz kalmış, hatta onay vermiştir.
Kurumlar hata yapabilir, ama o hatayı telafi ederken yeni adaletsizlikler yaratmak da bir başka hatadır. Üniversiteler, kararlarını zamanında almalı, süreçleri yıllar sonra değil, o an denetlemelidir. Aksi takdirde “hukuk” değil, “hesaplaşma” konuşulur.
OKUYUCUYA SORULAR
Sizce bir üniversite, 35 yıl sonra verdiği bir diplomayı iptal etme hakkına sahip midir?
Hatalı bir diplomayı iptal etmek mi daha doğrudur, yoksa kurumun geçmiş sorumluluğunu kabul ederek süreci korumak mı?
Böyle bir karar kamu vicdanında adaleti mi sağlar, yoksa güvensizlik mi doğurur?
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
MEHMET PAMUK
MEHMET PAMUK'UN KALEMİNDEN, 35 YIL SONRA BİR DİPLOMA NEDEN İPTAL EDİLİR?
35 YIL SONRA BİR DİPLOMA NEDEN İPTAL EDİLİR?
Bir üniversite diplomasının iptali, sadece bireyin değil, o kurumu temsil eden akademik sistemin de sorgulanmasına yol açar. Hele ki bu diploma, 35 yıl önce verilmişse, süreç çok daha dikkatli, çok daha şeffaf ve çok daha sağlam dayanaklara dayanmalıdır.
1989 yılında alınmış bir diplomanın, 2024 yılında geçersiz sayılması, kamuoyunda doğal olarak şu soruları doğurur: 35 yıl boyunca bu diploma geçerliydi de ne değişti? O dönemdeki kayıt, eğitim ve mezuniyet süreçlerinde üniversite sistemi neyi görmezden geldi? Ve en önemlisi: Bugün alınan iptal kararı, gerçekten hukuki mi, yoksa başka etkilerle mi şekillendi?
Diplomanın iptali, üniversitenin iç mekanizmalarıyla sınırlıdır. İlgili fakülte kurulu, üniversite senatosu ve rektörlük, gerekli incelemeyi yaptıktan sonra bu tür bir kararı alabilir. Ancak bu kararın dayanakları net biçimde ortaya konulmalı, kamuoyuyla şeffafça paylaşılmalıdır. Zira bu diploma, yalnızca bir bireyin değil, aynı zamanda üniversitenin de imzasını taşır.
35 yıl boyunca herhangi bir idari ya da hukuki itiraz olmamış bir diplomanın bugün iptal edilmesi, sadece hukuki değil, aynı zamanda vicdani ve toplumsal bir tartışmayı da beraberinde getirir. Çünkü bu süre boyunca o kişi kamu hizmetinde bulunmuş, resmi görevler almış, binlerce belgeye bu diplomayı eklemiş ve devlet sisteminin onayıyla hareket etmiştir.
Üniversiteler, elbette ki usulsüzlüğe göz yumamaz. Ancak iptal gibi ciddi bir adımı atmadan önce, hem geçmişin sorumluluğunu hem de bugünün şeffaflık yükümlülüğünü taşımak zorundadır. Bu yükümlülük sadece belge sunmakla sınırlı değildir; aynı zamanda neden daha önce işlem yapılmadığını, sürecin nasıl işlediğini, hangi akademik kurulun hangi oyla ne karar verdiğini de içerir.
Aksi takdirde bu tür iptaller, adaleti sağlamak yerine kamu vicdanını yaralar. Çünkü sadece diploma iptal edilmez; aynı zamanda o dönemdeki eğitimcilerin, yöneticilerin ve kurumun güvenilirliği de tartışmaya açılır.
Bu noktada açıkça ifade etmek gerekir ki, 35 yıl boyunca geçerli kabul edilen ve devletin tüm kurumları tarafından tanınan bir diplomanın, bugünkü belirsizliklerle iptal edilmesi doğru değildir. Usulsüzlük varsa da bu, kişiden çok sistemi ilgilendirir. Çünkü sistem buna 35 yıl boyunca sessiz kalmış, hatta onay vermiştir.
Kurumlar hata yapabilir, ama o hatayı telafi ederken yeni adaletsizlikler yaratmak da bir başka hatadır. Üniversiteler, kararlarını zamanında almalı, süreçleri yıllar sonra değil, o an denetlemelidir. Aksi takdirde “hukuk” değil, “hesaplaşma” konuşulur.
OKUYUCUYA SORULAR
Sizce bir üniversite, 35 yıl sonra verdiği bir diplomayı iptal etme hakkına sahip midir?
Hatalı bir diplomayı iptal etmek mi daha doğrudur, yoksa kurumun geçmiş sorumluluğunu kabul ederek süreci korumak mı?
Böyle bir karar kamu vicdanında adaleti mi sağlar, yoksa güvensizlik mi doğurur?