MEHMET PAMUK'UN KALEMİNDEN, GAZİANTEP’TE SESSİZ ÇIĞLIK:
Yazının Giriş Tarihi: 20.05.2025 12:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.05.2025 12:50
GAZİANTEP’TE SESSİZ ÇIĞLIK: BATAKLIĞI KURUTMADAN SİVRİSİNEKLE BAŞ EDİLMEZ
TARİH BOYUNCA KALELERİYLE ÖVÜNEN BİR ŞEHRİN, ARTIK KALEMİYLE AĞLAYAN SOKAKLARI VAR
Gaziantep, tarihin her döneminde dirençli yapısı, üretken halkı ve dayanışma kültürüyle anılmış; Kurtuluş Savaşı’nda “Gazi” unvanını bizzat kazanmış bir memlekettir.
Ancak bugünlerde Gaziantep adını taşıyan haberlerde artık dayanışma değil, dehşet; kardeşlik değil, cinayet; üretim değil, gasp öne çıkıyor.
Bu şehir, bir zamanlar düşman işgaline karşı kahramanca direnmişti; şimdi ise suçun istilası altında sessizce can veriyor.
Her gün yeni bir yaralama, yeni bir cinayet, yeni bir taksici saldırısı, yeni bir bıçaklama haberi... Her gün aynı cümle: "Yine mi Gaziantep?"
BATAKLIK KURUMADAN SİVRİSİNEK ÖLDÜRMEK YETMEZ
Emniyet güçleri, kararlı ve özverili biçimde görevlerini sürdürüyor. Birçok suçlu yakalanıyor, birçok operasyon başarıyla tamamlanıyor.
Ancak her gün aynı suç tiplerinin yaşanması, daha köklü bir sorunu işaret ediyor: Bataklık hâlâ orada duruyor.
Bataklık nedir?
Denetimsiz eğlence mekânları, Ruhsatsız pavyonlar, Kontrolsüz barlar, Yasadışı kumarhaneler, Suç baronlarının mekân tuttuğu karanlık arka sokaklar...
Buralarda uyuşturucu yayılıyor, suç şebekeleri kök salıyor, gençler heba oluyor.
Ve sonra bu gençler, elinde bıçakla bir taksicinin boğazına sarılıyor, gasp yapıyor, adam öldürüyor.
Bu tablo, bir güvenlik zaafından değil, politik, sosyolojik ve yönetsel boşluktan doğuyor.
OLUMLU YANLAR
Gaziantep Emniyeti, suçluların peşini bırakmıyor; operasyon kabiliyeti yüksek ve olaylara hızla müdahale ediyor. Vatandaşlar duyarlılık gösteriyor, sosyal medyada olayları görünür kılıyor, kamuoyu baskısı oluşuyor. Gaziantep halkı, yaşananlara rağmen dayanışma kültüründen vazgeçmiyor ve şehrini savunuyor.
OLUMSUZ YANLAR
Suçun beslendiği asıl kaynaklara – bataklıklara – yeterince müdahale edilmiyor. Eğlence sektöründeki kayıt dışılık, denetimsizlik suçun büyümesine zemin hazırlıyor. Gençler umutsuz, çaresiz ve yönsüz bırakılıyor; boşlukta kalan gençlik, suç örgütlerinin ağına düşüyor. Kolluk kuvvetleri tek başına bırakılıyor; sorun sadece güvenlikle değil, kültürle, eğitimle, kent planlamasıyla çözülmelidir. Psikolojik sorunlar, madde bağımlılığı, işsizlik gibi etkenler yeterince görünür değil; sonuçla mücadele var, sebeple değil.
SONUÇ: YA GEÇ KALACAĞIZ YA ŞEHİR BİZE DAR OLACAK
Artık karar verme vaktidir.
Her gün suçun haritası genişliyor. Bu gidişle sadece taksiciler değil, sokakta yürüyen insanlar da hedef olacak.
Sorunun kaynağı bellidir.
Bıçak kemiğe dayandı.
Yapılması gerekenler nettir:
Eğlence ve gece hayatı mekânlarının tam denetimi ve ruhsatsızların kapatılması, Kentin güvenlik kameralarıyla donatılması, Uyuşturucu ve silah ticaretine sıfır tolerans politikası, Gençlere spor, sanat ve istihdam alanları açılması, Aileleri destekleyecek psikososyal programların artırılması.
Unutulmamalıdır ki: Bir şehirde suç, sadece suçluların değil, susanların da ortak günahıdır.
OKUYUCUYA SORULAR
Sizce yaşanan bu olaylar sadece güvenlik güçleriyle çözülebilir mi, yoksa toplumsal bir seferberlik mi gerekir? Gençlerin suçun içine sürüklenmesinde sizce eğitim sisteminin ve işsizliğin payı nedir? Eğlence mekânları ve kumar ortamları konusunda yerel yönetimlerin ve mülki idarenin yeterince adım attığını düşünüyor musunuz? Bir şehirde barınması gereken şey eğlence mi, yoksa güvenlik mi? Bugün sustuğumuz her sokak kavgası, yarın kendi kapımızı çalarsa ne yapacağız?
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
MEHMET PAMUK
MEHMET PAMUK'UN KALEMİNDEN, GAZİANTEP’TE SESSİZ ÇIĞLIK:
GAZİANTEP’TE SESSİZ ÇIĞLIK: BATAKLIĞI KURUTMADAN SİVRİSİNEKLE BAŞ EDİLMEZ
TARİH BOYUNCA KALELERİYLE ÖVÜNEN BİR ŞEHRİN, ARTIK KALEMİYLE AĞLAYAN SOKAKLARI VAR
Gaziantep, tarihin her döneminde dirençli yapısı, üretken halkı ve dayanışma kültürüyle anılmış; Kurtuluş Savaşı’nda “Gazi” unvanını bizzat kazanmış bir memlekettir.
Ancak bugünlerde Gaziantep adını taşıyan haberlerde artık dayanışma değil, dehşet; kardeşlik değil, cinayet; üretim değil, gasp öne çıkıyor.
Bu şehir, bir zamanlar düşman işgaline karşı kahramanca direnmişti; şimdi ise suçun istilası altında sessizce can veriyor.
Her gün yeni bir yaralama, yeni bir cinayet, yeni bir taksici saldırısı, yeni bir bıçaklama haberi... Her gün aynı cümle:
"Yine mi Gaziantep?"
BATAKLIK KURUMADAN SİVRİSİNEK ÖLDÜRMEK YETMEZ
Emniyet güçleri, kararlı ve özverili biçimde görevlerini sürdürüyor. Birçok suçlu yakalanıyor, birçok operasyon başarıyla tamamlanıyor.
Ancak her gün aynı suç tiplerinin yaşanması, daha köklü bir sorunu işaret ediyor: Bataklık hâlâ orada duruyor.
Bataklık nedir?
Denetimsiz eğlence mekânları, Ruhsatsız pavyonlar, Kontrolsüz barlar, Yasadışı kumarhaneler, Suç baronlarının mekân tuttuğu karanlık arka sokaklar...
Buralarda uyuşturucu yayılıyor, suç şebekeleri kök salıyor, gençler heba oluyor.
Ve sonra bu gençler, elinde bıçakla bir taksicinin boğazına sarılıyor, gasp yapıyor, adam öldürüyor.
Bu tablo, bir güvenlik zaafından değil, politik, sosyolojik ve yönetsel boşluktan doğuyor.
OLUMLU YANLAR
Gaziantep Emniyeti, suçluların peşini bırakmıyor; operasyon kabiliyeti yüksek ve olaylara hızla müdahale ediyor. Vatandaşlar duyarlılık gösteriyor, sosyal medyada olayları görünür kılıyor, kamuoyu baskısı oluşuyor. Gaziantep halkı, yaşananlara rağmen dayanışma kültüründen vazgeçmiyor ve şehrini savunuyor.
OLUMSUZ YANLAR
Suçun beslendiği asıl kaynaklara – bataklıklara – yeterince müdahale edilmiyor. Eğlence sektöründeki kayıt dışılık, denetimsizlik suçun büyümesine zemin hazırlıyor. Gençler umutsuz, çaresiz ve yönsüz bırakılıyor; boşlukta kalan gençlik, suç örgütlerinin ağına düşüyor. Kolluk kuvvetleri tek başına bırakılıyor; sorun sadece güvenlikle değil, kültürle, eğitimle, kent planlamasıyla çözülmelidir. Psikolojik sorunlar, madde bağımlılığı, işsizlik gibi etkenler yeterince görünür değil; sonuçla mücadele var, sebeple değil.
SONUÇ: YA GEÇ KALACAĞIZ YA ŞEHİR BİZE DAR OLACAK
Artık karar verme vaktidir.
Her gün suçun haritası genişliyor. Bu gidişle sadece taksiciler değil, sokakta yürüyen insanlar da hedef olacak.
Sorunun kaynağı bellidir.
Bıçak kemiğe dayandı.
Yapılması gerekenler nettir:
Eğlence ve gece hayatı mekânlarının tam denetimi ve ruhsatsızların kapatılması, Kentin güvenlik kameralarıyla donatılması, Uyuşturucu ve silah ticaretine sıfır tolerans politikası, Gençlere spor, sanat ve istihdam alanları açılması, Aileleri destekleyecek psikososyal programların artırılması.
Unutulmamalıdır ki:
Bir şehirde suç, sadece suçluların değil, susanların da ortak günahıdır.
OKUYUCUYA SORULAR
Sizce yaşanan bu olaylar sadece güvenlik güçleriyle çözülebilir mi, yoksa toplumsal bir seferberlik mi gerekir? Gençlerin suçun içine sürüklenmesinde sizce eğitim sisteminin ve işsizliğin payı nedir? Eğlence mekânları ve kumar ortamları konusunda yerel yönetimlerin ve mülki idarenin yeterince adım attığını düşünüyor musunuz? Bir şehirde barınması gereken şey eğlence mi, yoksa güvenlik mi? Bugün sustuğumuz her sokak kavgası, yarın kendi kapımızı çalarsa ne yapacağız?