Serdar Şimşek'in Kaleminden, MAMOŞ TÜRKÜSÜ (Hikayesi)
Yazının Giriş Tarihi: 07.04.2025 11:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 07.04.2025 11:37
MAMOŞ TÜRKÜSÜ (Hikayesi)
“Pencereden bir taş geldi
Ben sandım ki Mamoş geldi
Uyan Mamoş uyan uyan
Başımıza ne iş geldi.”
Birçok insanın belki de ilk kez “Kurtlar vadisi” dizisinde duyduğu bu Elazığ yöresine ait türküyü bu yazıdan sonra ya da bu yazıyı okurken dinlemenizi tavsiye ederim. Eserin öyküsü yani hikâyesi dilden dile kulaktan kulağa aktarılarak geldiği için herkesin senaryosu farklı olabilir. Benim Harput’un yaşı kemale ermiş insanlarından duyduğum senaryo kaleme aldığım gibidir.
Harput’ta 60 yaşlarında Bekir adında bir imam 18 yaşında bir kız ile evlenir. Kız İmam’ın 3. Eşi dir. İlk eşi hastalıktan vefat etmiş. İkinci eşi de çocuğu olmaması nedeni ile babasının evine gönderilmiştir. Genç kız neredeyse babası yaşındaki bu adamla evlenmek istemese de başka çaresi yoktur. Ailesinin kararına da maalesef karşı gelememektedir.
Güzelliği dillere destan kızın ise mahallede Mamoş (Mehmet) adında bir sevdiği vardır. Mamoş her sabah mahalleden geçerken kızın evinin bulunduğu sokağa girer ve cama küçük bir taş atarmış. Camdan gelen ses ile kız koşup Mamoş’a bakarmış. Mamoş 21 yaşında Harput ta çok sevilen ve herkesin parmakla gösterdiği akıllı ve yardım sever bir delikanlıymış. Her işe koşan, herkese karşılıksız yardım edermiş. Hatta Harput’un yokuşundan çıkarken nefessiz kalan yaşlıları sırtında bile taşıdığı olurmuş.
Mamoş aşık olduğu ve neredeyse tek kelime konuşmadan yıllarca bir birilerine uzaktan baktığı çocukluk aşkını yani ilk aşık olduğu kadının başkası ile evlenmesine gönlü hiç razı olmamış. Yemeden içmeden kesilmiş. Hayata öyle bir küsmüş ki biri kendisine herhangi bir sual sormadan ağzını bıçak açmazmış.
Mamoş sevdiği kızdan hiç vazgeçmemiş. Bir gün imamın evinin bulduğu sokaktan geçerken cama taş atmış. Genç kız bu ritüelin Mamoş tarafından yapıldığını düşünerek pencereye koşmuş. Mamoş’u da kendi gibi çökmüş ve mutsuz bir halde görünce çok üzülmüş. Mamoş’ta sevdiğini mutsuz ve solgun görünce oda çok üzülmüş. İlk kez bir birileri ile konuşmuşlar. Bu yaşanan durum günlerce tekrar ettikten sonra aralarında bir yakınlaşma olmuş. Gittikçe daha fazla görüşmeye başlamışlar. Her geçen gün aralarındaki ilişki daha da alevlenmiş. Fakat Mamoş’ta genç kızda bir birilerine sarılırken bile utanır hemen ayrılırlarmış.
Günlerden bir gün Hoca evden bir bavul ile çıkıp genç kıza birkaç gün gelmeyeceğini kendisini merak etmemesi gerektiğini söylemiş. Genç kızın ilk kez bu duruma tebessüm ettiğini görünce Hoca şüphelenmiş. Sabah bavulu ile evden yola çıkıp bir süre Harput’ta ki bir çay ocağında beklemiş. Bu süre zarfında Mamoş cama taş attığın da sevdiği kızın cama çıkıp kahvaltı hazırladığını kimseye görünmeden eve girmesi gerektiğini söylemiş. Mamoş eve girmiş. Birlikte kahvaltı yapmışlar. Genç kız dün gece heyecandan yatamadığın ve uykusunun geldiğini söylemiş. Birlikte odaya geçmişler ve yatağa uzanmışlar. Bir süre sonra ikisi de tatlı bir uykuya yenik düşmüş. Bu sırada Hoca çay ocağından çıkıp hızlı bir şekilde ve doğru ilerlemiş. Kulağına gelen dedikodular ile bilirlikte, akşam birkaç gün gelmeyeceğini söyleyince genç kızın yüzündeki tebessüm hocanın şüphelenmesine neden olmuş. Evin önüne geldiğinde cama bir taş atmış. Genç kız sırtını döndüğü Mamoş’un yanında olduğunu unutarak. Pencereye doğru koşmuş. Perdeyi aralayıp bakınca Mamoş yerine eşini görünce şoka girmiş. Arkasını dönüp bakınca da Mamoşu yatakta uyurken görmüş. Sonrada
“Pencereden bir taş geldi
Ben sandım ki Mamoş geldi
Uyan Mamoş uyan uyan
Başımıza ne iş geldi.”
Dizleri dilinden dökülmüş.
İmam eve girip belindeki silah ile hem genç kızı hem Mamoş’u öldürmüş.
Uzun yıllar birçok insan Mamoş ve Genç kızın yaptığının yanlış olduğunu söyletip Helal olsun imam namusunu temizledi demişler. Aradan yıllar yılar geçince “yahu Mamoş’ta çok iyi çok temiz bir delikanlı idi demişler. Bir süre sonra yahu genç kız ve çocuk bir birini çok sevmiş 60 yaşındaki adam ne diye çocuğu yaşındaki biri ile evlenir demişler. Zaman geçtikçe insanlar Yahu imamda da hiç utanma yok mu arkadaş insan çocuk yaştaki biri ile rızası olmadan nasıl evlenir demişler. Hatta olay öyle bir hal almış ki bir zaman gelmiş insanlar Hocayı haksız, Mamoş ile genç kızı haklı bulmuşlar.
Ben şarkının hikâyesini anlatanların kalemiyim. Fakat bu hikâyede benim çıkardığım ders ve mesele biraz farklı olabilir.
Her toplum kendi canavarını ve kendi kahramanı yaratmak konusunda harikulade yetenekli. Dün kahraman olarak görünenler yarın canavara dönüşebiliyor. Ya da tam tersi! Geçmişin doğruları günümüzün yanlışları olduğu gibi günümüzün doğruları da geleceğin yanlışları olabiliyor.
Evrensel doğruların var olduğu sınırların özgürlükleri kısıtlamadığı bir dünya belki ütopya olabilir lakin bunu düşlemek belki de kelebek etkisi yaratır kimbilir!
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
SERDAR ŞİMŞEK
Serdar Şimşek'in Kaleminden, MAMOŞ TÜRKÜSÜ (Hikayesi)
MAMOŞ TÜRKÜSÜ (Hikayesi)
“Pencereden bir taş geldi
Ben sandım ki Mamoş geldi
Uyan Mamoş uyan uyan
Başımıza ne iş geldi.”
Birçok insanın belki de ilk kez “Kurtlar vadisi” dizisinde duyduğu bu Elazığ yöresine ait türküyü bu yazıdan sonra ya da bu yazıyı okurken dinlemenizi tavsiye ederim. Eserin öyküsü yani hikâyesi dilden dile kulaktan kulağa aktarılarak geldiği için herkesin senaryosu farklı olabilir. Benim Harput’un yaşı kemale ermiş insanlarından duyduğum senaryo kaleme aldığım gibidir.
Harput’ta 60 yaşlarında Bekir adında bir imam 18 yaşında bir kız ile evlenir. Kız İmam’ın 3. Eşi dir. İlk eşi hastalıktan vefat etmiş. İkinci eşi de çocuğu olmaması nedeni ile babasının evine gönderilmiştir. Genç kız neredeyse babası yaşındaki bu adamla evlenmek istemese de başka çaresi yoktur. Ailesinin kararına da maalesef karşı gelememektedir.
Güzelliği dillere destan kızın ise mahallede Mamoş (Mehmet) adında bir sevdiği vardır. Mamoş her sabah mahalleden geçerken kızın evinin bulunduğu sokağa girer ve cama küçük bir taş atarmış. Camdan gelen ses ile kız koşup Mamoş’a bakarmış. Mamoş 21 yaşında Harput ta çok sevilen ve herkesin parmakla gösterdiği akıllı ve yardım sever bir delikanlıymış. Her işe koşan, herkese karşılıksız yardım edermiş. Hatta Harput’un yokuşundan çıkarken nefessiz kalan yaşlıları sırtında bile taşıdığı olurmuş.
Mamoş aşık olduğu ve neredeyse tek kelime konuşmadan yıllarca bir birilerine uzaktan baktığı çocukluk aşkını yani ilk aşık olduğu kadının başkası ile evlenmesine gönlü hiç razı olmamış. Yemeden içmeden kesilmiş. Hayata öyle bir küsmüş ki biri kendisine herhangi bir sual sormadan ağzını bıçak açmazmış.
Mamoş sevdiği kızdan hiç vazgeçmemiş. Bir gün imamın evinin bulduğu sokaktan geçerken cama taş atmış. Genç kız bu ritüelin Mamoş tarafından yapıldığını düşünerek pencereye koşmuş. Mamoş’u da kendi gibi çökmüş ve mutsuz bir halde görünce çok üzülmüş. Mamoş’ta sevdiğini mutsuz ve solgun görünce oda çok üzülmüş. İlk kez bir birileri ile konuşmuşlar. Bu yaşanan durum günlerce tekrar ettikten sonra aralarında bir yakınlaşma olmuş. Gittikçe daha fazla görüşmeye başlamışlar. Her geçen gün aralarındaki ilişki daha da alevlenmiş. Fakat Mamoş’ta genç kızda bir birilerine sarılırken bile utanır hemen ayrılırlarmış.
Günlerden bir gün Hoca evden bir bavul ile çıkıp genç kıza birkaç gün gelmeyeceğini kendisini merak etmemesi gerektiğini söylemiş. Genç kızın ilk kez bu duruma tebessüm ettiğini görünce Hoca şüphelenmiş. Sabah bavulu ile evden yola çıkıp bir süre Harput’ta ki bir çay ocağında beklemiş. Bu süre zarfında Mamoş cama taş attığın da sevdiği kızın cama çıkıp kahvaltı hazırladığını kimseye görünmeden eve girmesi gerektiğini söylemiş. Mamoş eve girmiş. Birlikte kahvaltı yapmışlar. Genç kız dün gece heyecandan yatamadığın ve uykusunun geldiğini söylemiş. Birlikte odaya geçmişler ve yatağa uzanmışlar. Bir süre sonra ikisi de tatlı bir uykuya yenik düşmüş. Bu sırada Hoca çay ocağından çıkıp hızlı bir şekilde ve doğru ilerlemiş. Kulağına gelen dedikodular ile bilirlikte, akşam birkaç gün gelmeyeceğini söyleyince genç kızın yüzündeki tebessüm hocanın şüphelenmesine neden olmuş. Evin önüne geldiğinde cama bir taş atmış. Genç kız sırtını döndüğü Mamoş’un yanında olduğunu unutarak. Pencereye doğru koşmuş. Perdeyi aralayıp bakınca Mamoş yerine eşini görünce şoka girmiş. Arkasını dönüp bakınca da Mamoşu yatakta uyurken görmüş. Sonrada
“Pencereden bir taş geldi
Ben sandım ki Mamoş geldi
Uyan Mamoş uyan uyan
Başımıza ne iş geldi.”
Dizleri dilinden dökülmüş.
İmam eve girip belindeki silah ile hem genç kızı hem Mamoş’u öldürmüş.
Uzun yıllar birçok insan Mamoş ve Genç kızın yaptığının yanlış olduğunu söyletip Helal olsun imam namusunu temizledi demişler. Aradan yıllar yılar geçince “yahu Mamoş’ta çok iyi çok temiz bir delikanlı idi demişler. Bir süre sonra yahu genç kız ve çocuk bir birini çok sevmiş 60 yaşındaki adam ne diye çocuğu yaşındaki biri ile evlenir demişler. Zaman geçtikçe insanlar Yahu imamda da hiç utanma yok mu arkadaş insan çocuk yaştaki biri ile rızası olmadan nasıl evlenir demişler. Hatta olay öyle bir hal almış ki bir zaman gelmiş insanlar Hocayı haksız, Mamoş ile genç kızı haklı bulmuşlar.
Ben şarkının hikâyesini anlatanların kalemiyim. Fakat bu hikâyede benim çıkardığım ders ve mesele biraz farklı olabilir.
Her toplum kendi canavarını ve kendi kahramanı yaratmak konusunda harikulade yetenekli. Dün kahraman olarak görünenler yarın canavara dönüşebiliyor. Ya da tam tersi! Geçmişin doğruları günümüzün yanlışları olduğu gibi günümüzün doğruları da geleceğin yanlışları olabiliyor.
Evrensel doğruların var olduğu sınırların özgürlükleri kısıtlamadığı bir dünya belki ütopya olabilir lakin bunu düşlemek belki de kelebek etkisi yaratır kimbilir!